Bu Blogda Ara

Papağan Hakları Evrensel Beyannamesi


PAPAĞAN HAKLARI BEYANNAMESİ Stewart A. Metz, M.D.

1. BENİ EVE GETİRMEDEN ÖNCE PAPAĞANLAR HAKKINDA BİLGİ EDİN:
Ben kedi ya da köpek gibi evcil bir hayvan değilim. İçimde herşeye rağmen vahşi orman ruhu var. Karşılamakta zorlanabileceğin özel ihtiyaçlarım mevcut. İyiliğim için, lütfen bunları çok geç öğrenme. Ve lütfen ormandaki vahşi kuzenlerimden birini alma – yoksa onun sağlığını ve hayatını tehlikeye atarsın üstelik sana iyi bir arkadaş da olmayacaktır!

2. BANA MÜMKÜN OLAN EN GENİŞ EVİ VER:
Ben savannalarda ya da yağmur ormanlarında boydan boya uçardım. Bu muhteşem yetenekten senin zevkin için vazgeçtim. En azından bana kanatlarımı çırpabileceğim ve egzersiz yapabileceğim yeterli bir alan ver. Ve eğlenmek için oyuncaklara ve çiğnemek için ağaca ihtiyacım var. Aksi taktirde evini, ormanla ve ormanın ağaçlarıyla karıştırabilirim.

3. BANA BESLEYİCİ BİR DİYET VER:
Bol çeşitlilikte taze ve besleyici yiyeceklere ihtiyacım var, bunları hazırlamak için zaman harcaman gerekse bile. Sadece çekirdek çeşitleriyle hayatta kalamam ve sağlıklı olamam. İhtiyaçlarımı ve tercihlerimi öğrenmek vakit ister.

4. SOSYAL BİR HAYATIMIN OLMASINA İZİN VER:
Ben arkadaş canlısı bir sürü hayvanıyım, ama senin türünden biri de değilim. Kardeşlerimle olduğu kadar seninle de etkileşime nasıl geçeceğimi öğrenmek için bol bol sosyalleşmeye ihtiyacım var. Ayrıca hergün yeterli miktarda zamanı seninle geçirmeye ihtiyacım var – günlük programın ya da öteki ihtiyaçların ne olursa olsun. Ben yaşayan, hisseden bir yaratığım. Herşeyden öte, sana tamamen güvenmeye ve bakımımı yaparken ki öngörülerine bel bağlamaya ihtiyacım var –hergün.

5. BENİ TEMİZ TUT:
Yemek düşürmekten hatta atmaktan hoşlanabilirim, ama sağlıklı olmam için dikkatli bir temizliğe gereksinimim var. Düzenli duş almazsam derim kaşınır, tüylerimin çengelli uçları yağlanırsa kapanmaz ve, herşeyden kötüsü, eğer yemeğim ve suyum sıhhî değilse hastalanabilirim.

6. KENDİME AİT BİR DOKTORA İHTİYACIM VAR:
Benim fizyolojimi anlamayabilirsin ve dolayısıyla hasta olduğumda erkenden teşhis edemeyebilirsin. Ve, farkettiğinde çok geç olabilir, çünkü hastalığımı gizlerim. (Birçok etçil avcının bulunduğu bir orman hayvanı olduğumu hatırla) Bir kuş doktoruna ihtiyacım var – bir uzmana. (sıradan veteriner değil lütfen) Eğer bana bir doktor sağlayamıyorsan, belki de beni evine almamalısın.

7. LÜTFEN BENİ CEZALANDIRMA:
Her zaman senin acayipliklerini anlayamam – senin benimkileri anlayamayabileceğin gibi. Başımı belaya sokmaya çalışmıyorum – hatırla, ev, orman değil. Eğer ortalığı berbat edersem, bana bağırma ve bana asla vurma. Çok hassas kulaklarım var ve bana vurursan sana bir daha asla güvenmeyebilirim. Eller bazen bizim için ürkütücü şeylerdir (niye bizim gibi zygodactylous değilsiniz ki??) Çok daha önemlisi, cezalandırmayla birşey öğrenmeyiz. Biz, sadece kendimizi korumak için şiddete şiddetle karşılık veren nazik yaratıklarız; sabır ve sevgiyle öğreniriz.

8. BENİM “DİLİMİ” KONUŞ:
Biliyorum, su kabımı devirdiğimde, yiyecekleri fırlattığımda, bağırdığımda, ya da tüylerimi yolduğumda bana sinirleniyorsun. Bunları senin canını sıkmak için yapmıyorum. Büyük ihtimalle sana birşey anlatmaya çalışıyorum (belki bir yerim ağrıyor, yanlızım ya da hüzünlüyüm) BENİM (beden) dilimi konuşmayı öğren. Unutma ki ben, bu dünyadaki tüm yaratıklar içinde senin dilini konuşmayı öğrenebilen tek canlıyım!

9. BENİ BİR BİREY OLARAK GÖR:
Ben biricik ve hisseden bir varlığım. İkimiz birbirimize benzemiyoruz. Lütfen, eğer senin istediğin gibi konuşmazsam ya da arkadaşının papağanı gibi trikler yapamazsam hayal kırıklığına uğrama. Ama eğer bana yakın ilgi gösterirsen (ve ben her zaman seni örnek alıyorum, farkında olmasan da), sana konuşmaktan ya da oyun oynamaktan çok daha fazlasını verebilecek eşsiz bir varlık olduğumu gösteririm. Sana kim olduğumu göstermem için bana bir şans ver; bence verdiğin emeğe değer bulacaksın. Ve şunu hatırla, ben bir süs eşyası değilim. Hiçbir odanın güzelliğini artıracak bir dekor değilim. Ve ben bir heykel değilim – eğer beni bu şekilde kullanırsan o havalarda burnunu ısırabilirim!

10. BANA SEVGİ VER:
Herşey bir yana, benim Özel İnsanım olduğunu hatırla lütfen. Tüm güvenimi ve inancımı sana adadım. Biz papağanlar tek eşliyizdir (biz de çapkınlık yoktur!). Bu yüzden lütfen uzun süreliğine bir yere gitme ya da beni terk etme – bu benim için altından kalkamayacağım bir üzüntüye neden olur. Eğer bu çok şey istemek gibi görünüyorsa, hatırla, beni eve getirmeden önce, ihtiyaçlarımı öğrenmiş olmalıydın. Bebek sahibi olmak ya da yeni bir işe girmek dahi adil bir sebep değil – İLK ÖNCE benimle sözleşme yaptın. Ve eğer, öleceğini düşündüğün için beni bırakman gerektiğini düşünüyorsan, sen gittikten sonra bana sonuna kadar bakabilecek bir yer temin et. Oldukça uzun yaşayabilirim ama kendi kendime bakamam. Benim türümden olmayan insanların arasında, küçük bir kafesin içinde olduğumu hatırla.

11. SENİN HAKLARIN: Bir çok hakkın var ama sana birini garanti ederim. O da, eğer bana yukarıda açıkladığım şekilde muamele edersen, sana çocukluğunda bile hissetmediğin türde, sarsılmaz bir sevgiyle, keyifle, bilgiyle, güzellikle, adanmayla, hayret ve hayranlık hissiyle karşılık verecek olmamdır. Beni evine aldığında benim Sürü Liderim olacaksın, işin aslı, benim tüm hayatım –yaşam boyunca. Mümkün olsaydı senin için aya ve yıldızlara bile asılırdım. Bir kalp ve ruhta biriz.


 

27 yorum:

  1. Sadece papağan - Bu HERHANGİ evcil hayvan sahibi için böyle iyi bir tavsiyedir! Benim blogu takip için teşekkür ederiz - Sana Avustralya macera beğeneceğinizi umuyoruz. Google bu Yorumlarınız için Çevir kullanılan - tamam çalıştınız?

    YanıtlaSil
  2. Sayın Red Nomad OZ ;
    Bloğa hoş geldiniz.Yorumunuz için teşekkür ederim.Avustralya ya selamlarımla....

    YanıtlaSil
  3. Excelente post Meftun Tenikeci, muchas gracias por compartirlo, da gusto visitar tu Blog.
    Te invito al mio, seguro que te gustará:
    http://el-cine-que-viene.blogspot.com/

    Un gran saludo, Oz.

    YanıtlaSil
  4. Sayın Oz ,
    Bloğa hoş geldiniz.Bloğunuzu en kısa zamanda ziyaret ederim.Selamlarımla...

    YanıtlaSil
  5. Meftun Bey kolay gelsin bloğunuzu yeni gördüm. Ben jako papağanı ile ilgili bilgilerinizi hayranlıkla okuyorum. Jakolarla daha yeni tanıştım. Konuya oldukça yabancıyım. Nereden temin edebileceğimi bile bilmiyorum. eğer benimle iletişime geçerseniz sevinirim. Saygılar.

    YanıtlaSil
  6. Serkan Bey bloğa hoş geldiniz.Size buradan yardımcı olmaya çalışayım.Tam olarak ne öğrenmek istiyorsunuz?

    YanıtlaSil
  7. Papaganin herseyi yapiyor elimden mama yiyor elime ckiyor kendini sevdiriyor ama konusmuyor . Cok guzel sesler cikariyor. Konusuomus gibi ama konusamiyor. Knusma egitimi var mi. Nasil ona egetik verebilirm
    Ve tuylerinin bazi bolumlerinde kahverengilik var gittikce duzeliyor ama bazi yerleri kahverengi tuylerinin

    YanıtlaSil
  8. Ziya Bey ;
    Jakoların büyük bölümü konuşur fakat tüm Jakoların konuştuğu söylenemez.Değişik sesler çıkartan yani gırtlak çalışması yapan Jakolar konuşmaya yakındır.JAKOLARDA KONUŞMA EĞİTİMİ sayfasıda dahil olmak üzere blogda 36 ayrı sayfa bulunmaktadır.Mevcut sayfalarda Jakolarla ilgili her türlü bilgiyi bulabilirsiniz.Blogdaki sayfaları nasıl bulacağınızı bilmiyorsanız GOOGLE arama sayfasına sorunu yazıp aratın , ilk sırada bu bloğun ilgili sayfası çıkacaktır.Selamlarımla...

    YanıtlaSil
  9. Merhaba jako papaganı besliyorum ismi çino,malesef çino cok hasta burun delikleri kapandı gözleri kapanıyor ve surekli bi yerlere dayanıyor ne yaptıysak duzeltemedik konuyla ilgili yardımcı olabilirmisiniz.tesekkurler

    YanıtlaSil
  10. Sayın Selime Arslan ;
    Çino nun bir Veteriner tarafından muayene edilip yapılan tetkikler sonrasında uygun ilaç tedavisine başlaması gerekiyor. Geçmiş olsun en kısa zamanda eski sağlığına kavuşması dileğiyle.

    YanıtlaSil
  11. Merhaba. 29 mart 2013 de aldığım jako papağanımla aramızda güzel bir ilişki vardı. Aldığımda hırlamaktan patlayacak sandığımız papağan gayet evcil olup ele gelmese de elden yem yiyen çıkardığım güzel seslere yanağını şişirip şirin öten hayvan evlenip eşimle oturmaya başlayınca değişti. Bundan 7 gün önce beni çok sevindiren bir olay yaşadım. Papağanım ilk defa başını sevdirmeye başladı ve bu izni ilk bana verdi. 5 dakika kafasını eğip sevdiriyordu. Daha sonra eşim de yavaş yavaş sevmeye başladı ilk etapta izin vermedi ama daha sonra eşime(serhan) kafasını sevdirmeye ve köpek gibi nefes sesleri çıkarıp kanatlarını aralayıp kur yaparmış gibi başını gövdesini sevdirmeye başladı ve hiç ama hiç ısırmadı. Bana da sanki beni hayatından silmiş gibi ısırmaya, saldırmaya başladı. Elini uzatıp elimi yakalamaya çalışıyor artık bana başını da sevdirmiyor. Ben kafesinin önünden geçerken tellerden benim geçtiğim yöne doğru saldırıyor. Çok üzülüyorum benim ne yapmam gerek? Hayvanlara aşık bir insanım kedim ve köpeğim de var. Neden böyle oldu. Davranışını olumluya nasıl çevireceğim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım bu olumsuz davranışı edinmesini farkında olmadan siz kazandırdınız. Ondan korktuğunuzu belli eder , refleks halinde elinizi kaçırırsanız bunu bir oyun gibi algılayıp devam eder. Saldırgan davranışlarına karşı hiç tepki vermemelisiniz , kararlı bir şekilde bu davranışlara hayır diyerek geri çekilmemelisiniz. Aksi halde düzelmez.

      Sil
  12. İyi günler bizim evde bir sultan papağanımız bir de muhabbet kuşumuz vardı. Apaçi (Sultan papağanı) gagası sebebiyle hafif bir sakatlık yaşayan oldukça yaşlı ürkek bir kuş. Miniş ise 5 aylık şımarık bir muhabbet kuşu. Miniş eve geldiğinde Apaçi'ye karşı biraz saldırgandı ama birbirlerini kabullendiler (Miniş kovalıyor Apaçi kaçıyor) geçen akşam babamın dükkanına bir jako girmiş. Babam da sahibini bulana kadar bakalım diye eve getirmiş. Fakat sahibinden ses seda yok. Şimdilik bizde. Öyle ürkek öyle güzel bir kuş ki. İnternetten baktık dişi mi erkek mi diye kuyruğu kırmızı tüylü uçları gri dişi galiba diyerek Fındık hanım diye isim taktık. Sesi çok karga gibi olduğundan Apaçi korkuyor ve yaklaşmıyor ama Miniş bu misafiri pek sevmedi. Omzumdan inmeyen kuş beni azarlayıp ısırmaya başladı (evde Fındık'la tek ben ilgileniyorum) geçen gün de Fındık'ın tünediği sandalyenin yanına gitti azarladı kuşu (kızkardeşim kuyruğunu tutarken çıkardığı seslerin aynısını çıkardı) Fındık çok sessiz ve belli ki 2 yaşından büyük. Zamanla bize alışır mı? Miniş ona mecbur alışacak ama Fındık onun kafasını koparmaz diye umuyorum. Ayrıca elimle uzarmadıkça bir şey yemiyor. Tuzsuz çekirdek, kabuklu yer fıstığı ve havuç veriyoruz. Başka ne yadirmemiz gerek. Nasıl güven sağlayabiliriz. Sanırım ilk sahibini özlüyordur biliyorum ama babam hala araştırmaya devam ediyor. Pahalı bir kuş olduğu için her önüne gelen de sahiplenmek isteyebilir. Gerçekten sahibini görse nasıl tepki verir. Bulamazsak zamanla bize de alışır mı? Ayrıca Miniş'in azarlarına karşı tepkisiz bir gün kafasını koparır mı? Tuvalet eğitimi nasıl verilir çünkü bu hayvan eğitimliyse bile çoktan unutmuş bildiklerini. Açıkçası geçici ya da kalıcı besleyip hayatta kalmasını da sağlasak ben onun rahat etmesini istiyorum. Yardımcı olursanız sevinirim. İyi günler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Jakonuza en iyi şekilde bakabilmek için blogda bulunan 36 sayfanın tamamını okumanızı tavsiye ederim. Jako beslemek , Sultan Papağan ve Muhabbet Kuşu beslemekten zordur. Sorularınıza ve daha fazlasına blogdaki yazılardan ulaşabilirisiniz. Selamlar...

      Sil
  13. Merhaba bizim jakomuz sürekli öğürme hareketi yapıyor ve bugün orkidenin yapraklarını yedi yedikten bi süre sonra da öğürme hareketi yapmaya devam etti zehirlenmis olabilir mi?

    YanıtlaSil
  14. Kübra Hanım ;
    Jakolar için yararlı ve zararlı yiyeceklerin listesini BESLENME sayfasındaki tabloda bulabilirsiniz. Orkide yaprağı çok ekstra bir konu... Botanik bilgim olmadığı için bu yaprakların muhteviyatını bilemiyorum...

    YanıtlaSil
  15. Meftun bey blogunuz cok guzel olmus emeginize saglik eksik bilgilerimi tamamladim tesekkur ederim bir sorum olacak gormeden yardim etmeniz zor olacak tabiki ama 2-3 yasinda hirlamasi olan bir jako var birde9 aylik daha uysal bir jako tercihim ne olmali simdiden tesekkur ederim

    YanıtlaSil
  16. Emre Bey ;
    Hırlama kısa sürede giderilir. Bu konuyla ilgili anlatım blogda mevcut zaten. 2-3 yaş ile 9 aylık Jako arasında pek fark yok aslında. İkiside bebek sayılır. Ben olsam daha küçük olanı tercih ederdim ama...

    YanıtlaSil
  17. Meftun bey böyle faydali bir blog kurdugunuz icin Tesekkür ederim. Gercekten faydali bir blog. Benim henüz bir papaganim yok ama olacak 10 hafta sonra çünkü ben suan Güney Afrikadayim papağanlarin anavatanlarida diyebiliriz ;) Benim sahip olacagim papagan 1 hafta önce yumurtasindan cikti ben direk üreticisinden alicam ve 7 hafta sonrada görmeye gidecegim papagani daha sonra 3 hafta sonrada eger jako da hazirsa gidip alacagim. Bu süre icindede bilgi edinmeye basladim dünden beri blogunuzu takip ediyorum yorumlara kadar herseyi okuyorum. Jakoma kavusmayida büyük sabirsizlikla bekliyorum ben aldigimda 11 haftalik felan olacak umarim buda bir sorun teşkil etmez. Şimdiden teşekkür ederim cevabiniz için.

    Onur Furkan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onur Bey ;
      Jako kendi başına yem yemeye alışmadan sahiplenmeyin , ya da enjektörle nasıl besleyeceğinizi öğrendikten sonra teslim alın. Aldığınız çiftlik nasıl beslemeniz gerektiği konusunda size yardımcı olacaktır... Güney Afrika ya selamlar bu arada.

      Sil
  18. Meftun bey yorumunuz için Teşekkür ederim. Aldigim yer tam olarak ciftlik sayilmaz kuslardan cok iyi anlayan ve 4 cift jakosu olan bir hanımefendi den alacagim. Daha öncede bir cift lovebird almistim sevda papagani yani. Onlarda daha cok kücüktü yavrulari mamayla besledim masallah cok iyiler suan. Dediginiz gibi hanımefendi bize yardimci olmustu mamayla nasil besleyecegimizi göstermisti bunlarida gösterir diye düsünüyorum. Jakomu aldigimda da burada sizlerle paylasacagim. Bloğa göre hareket edip güzelce yetistirmeyi umuyorum. Tekrardan teşekkürler ve sizlerede Selamlar..

    YanıtlaSil
  19. Meftun Bey sayfanızda yabani jakoların ne kadar eğitilirlerse eğitilsinler ele gelip sarılamayacağımız yazıyor.Benşm kuşumda yabani.benim jakomun ele gelmeyip,sarılmayıp,bağırması ve hırlaması devam eden bir jako olmasından korkuyorum.Sizce alışır mı?Ne kadar sürede ele gelir?Yada hiç gelmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hanne SAYGIN ;
      Bir yanlış anlaşılma var. Evcilleşme sonucunda Jako papağan kolaylıkla ele gelir , hatta zaman zaman sarılabilirsinizde. Burada ifade edilmek istenen konu şu : Jako papağanlar , köpek evcillerle kıyaslanamaz. Köpekler sahiplerine her şekilde tahammül eder , doğru bir örnek olmayacak ama , evcil bir köpeğe sahibi sinirlenip vursa ( kesinlikle tasvip edilmez) köpek sahibine şiddet göstermez. Fakat yıllardır sizinle olan Jakonuza yapacağınız en ufak olumsuz davranış ilişkileri bir anda bitirir. Ayrıca Jako ne kadar evcil olursa olsun , küçükte olsa bir yabanilik herzaman vardır. Her zaman emniyetli olmak gerekir. Umarım açıklayabilmişimdir...

      Sil
  20. Sayın Meftun Bey,
    İlginiz için telekkürler.Ayrıca anlatmanıza göre onu hiç ürkütmemeliyim,alışsa bile tedbirleri almalıyım.Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen doğru. Sürekli ilgi ve sevgiyle yaklaşılmalı , her zaman temkinli olunmalıdır :)

      Sil
  21. Merhaba meftun bey ben geçenlerde de size yazmıştım fakat ben korkusuzca elimi uzatmama rağmen saldırıyo ve ısırıyo.bu konuda elim kolum bağlı kaldım çok üzülüyorum çünkü eşime hiçbirşey yapmıyo

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şeyda Hanım ;
      Bu olumsuz durum sizden kaynaklanmıyor merak etmeyin. Jakolar tek eşlidir. Hayatları boyunca sadece bir karşı cinsi eşi olarak kabul eder , ona bağlanır , çapkınlık yapmazlar. Yine evcilleştirilen Jakolarda ; evde sadece bir kişiyi sahibi ve lideri olarak görür (cinsiyeti önemli değildir sahibinin) , ona bağlanır ve sahibini evdeki diğer bireylerden kıskanır. Zamanla diğer bireyler Jako nun Lideri ya da sahibi olamaz. Fakat tahammül edilebilir kişiler haline dönüşürler. Bu kabulün olması uzun zaman alabilir. Şansınızı zorlamayın , daha uzaktan sevmeye alışın , sabredin... :)

      Sil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.