KUŞUNUZ
MEYVE YEMİYORSA
Kuşunuzun sindirim ve
boşaltım sisteminin iyi çalışabilmesi için meyve yemesi önemlidir. Papağanınızın
kuru mamasını kaldırın.3-4 saat yiyecek bir şey vermeyin ve acıkmasını
sağlayın. Sonra yemesini istediğiniz meyveyi ikram edin. İlgilenmezse kafesin
tellerine takın. Bunu her gün tekrarlamalısınız.Yemesini istediğiniz meyveyi
kafesin önünde siz de yiyin.Genelde papağanlar sahiplerinin yediği yiyecekleri
daha iştahla yerler.
Vitamin
Papağanlar
seçici davranabildiklerinden besinlerden yeteri derecede vitamin
alamayabilirler. Bu açıklarını kapatmak için veteriner hekiminizden ya da
veteriner ilaçları satan yerlerden kolaylıkla bulabileceğiniz vitamin tozunu
kullanabilirsiniz. Küçük papağanlarda bir fiske büyüklüğünde vitamin haftada
bir kez suyuna katılarak verilebilir. Papağanlarda su tüketimini en fazla yem
tüketimini takip edin. Dolayısıyla suyun yem verilmeden hemen önce hazırlanarak
verilmesi ve 4-5 saatlik sürenin ardından dökülerek suluğun temizlenmesi
gerekmektedir. Sürenin çok fazla uzaması suda çeşitli bakterilerin üremesine
yol açmakta ve papağanınızın sağlığını tehdit etmektedir. Ayrıca tam verim
alınabilmesi için vitamin katkılı suyun direkt güneş ışığından korunması gerekmektedir.
Papağanlar
hızlı işleyen sindirim sistemleri dolayısıyla sularına katılan vitaminleri ve
özellikle B vitaminini hızla vucuttan atmaktadırlar dolayısıyla bahsi geçen
vitaminler doğal sebze ve meyvelerin yerini tutmamakta, sadece bir kısım
eksiklikleri telafi etmektedir. Papağanınıza özellikle erken dönemlerde sebze /
meyve yeme alışkanlığı kazandırmanız şiddetle tavsiye edilir.
Genel olarak
vitamin tozlarının pek çoğu aynı etkiye sahiptir ancak amino asit katkılı
ürünleri tercih etmeniz tavsiye olunur.
Not:
Papağanınızı ilk aldığınızda bir hafta boyunca her gün vitamin vermeniz yararlı
olabilir. Yer değişikliği gibi nedenler stres seviyesini yükselttiğinden,
papağanların bağışıklık seviyeleri düşmekte ve hastalıklara açık hale
gelmektedirler. Vitamin takviyesi bu gibi istenmeyen durumları engellemektedir.
Mineral
Tüy ve kemik
sağlığı açısından mineral takviyesi gereklidir. Yumurtlama döneminde mineral
katkısı biraz artırılabilir. Piyasada bulunan bu solüsyonların yerine gazı
alınmış soda da kullanılabilir, ancak mineral solüsyonlarının tercih
edilmesinde fayda vardır. Yumurtlama döneminde doğacak yoğun kalsiyum
ihtiyacını karşılamak amacıyla çok iyi haşlanmış bir yumurtanın kabuğu, zarı
alınarak ve çok küçük parçalara ayrılarak verilmelidir. Bu toz, verilecek meyve
ve sebzelerin üstüne serpilebileceği gibi meyve ve sebzeler rendelendikten
sonra karıştırılarak da verilebilir. Bu şekilde tüketilmemesi halinde iyi
haşlanmış bir yumurtanın yarısı kabuğu ile birlikte de verilebilir.
Hazırlanacak karışımlar ve haşlanmış yumurta birkaç saat içerisinde
bozulduğundan her defasında taze olarak hazırlanması ve kafes içerisinde fazla
bekletilmemesi gerekmektedir.
Kafese
koyacağınız mineral katkılı gaga taşı hem papağanın gagasının fazla uzamasını
engellemekte hem de kafes ortamında mahrum kaldığı bazı mineralleri
sağlamaktadır.
Not:
Papağanınızı ilk aldığınızda vitamin takviyesinin ardından bir hafta boyunca
her gün mineral vermeniz yararlı olabilir.
Kum
Papağanlar,
üst gagalarının iç kısmında bulunan pütürlü yüzey sayesinde yiyecekleri çok
küçük parçalara ayırabilmekte ve kanarya, saka vb. kuş türlerinin aksine kuma
çok az miktarda ihtiyaç duymaktadırlar. Birkaç ayda bir, yemin üzerine bir
miktar kum dökerek ya da ayrı bir kap içerisin kafesine asarak bu ihtiyaçlarını
karşılayabilirsiniz.
http://www.istanbulornitholoji.com/goster-75-2-Kivrik_Gagali_Papaganlar.html sitesinden ve www.bakterim.net sitesinden alınmıştır.
PAPAĞANLARDA
BESLENME KONUSUNDA BAŞKA BİR YAZI :
Yaşamın
giderek zorlaşması, iş hayatının stresli bir ortamda geçmesi insanların yeniden
doğaya yönelmesine neden olmuştur. Ev hayvanların beslenmesi, insanları stresten
uzaklaştırır ve günün yorgunluğunu giderir, insanları birbirine yaklaştırır.
Yaşamak, doğadaki diğer canlılar gibi kuşlarında en doğal hakkıdır ve buna
saygı duyulması gerekmektedir. Yaşadıkları doğal ortamdan alınarak kafeslerle
çevrili küçük bir ortama konulan bu kuşların yaşamlarını devam ettirebilmeleri
için gerekli koşulların sağlanması kuş severlerin gerekli bilgi ve tecrübesine
bağlıdır. Doğada değişik renk ve ötüşlere sahip olan kuşlar kuş severlerin
ilgisini çekmektedir. Ancak farkına varmadan gösterdiğimiz bu ilgi ve
ödediğimiz her para kuşların soylarının yok olmasına neden olmaktadır.
Papağanlar Asya ve Amerikanın tropikal bölgelerinde ve Avustralya kıtasında (geniş bir yelpaze içerisinde) dağılım göstermektedir. Papağanların bir çok çeşitleri vardır. Ufak bir serçe iriliğinde oranları olduğu gibi, iri aralar gibi uzunluğu 90 cm’i geçenleri de bulunur. İkisi öne ikisi arkaya yönelen parmakları olan zygodactyle tipte ayaklar taşırlar. Bu yüzden bazı kaynaklarda papağanlarda, ağaçkakanlar (pcittaciformes) takımının alt takımı olarak kabul edilmektedir. Bu iki kuş grubuna birden tırmanıcı kuşlar denir. Ayaklarında yakalayıcı tırnaklar taşırlar, tırmanırken gagalarını üçüncü ayak olarak kullanırlar ve çok iyi tırmanırlar. Besin alırken ayaklarını bir el gibi kullanabilirler ve çoğunlukla solaktırlar. Gaga özellikle dane ve çekirdek yiyenlerde çok kuvvetli ve dolgun yapıdadır (Anmadon ve Gilliard ,1996).
1980’ li yılların sonlarına kadar doğal yaşama ortamlarındaki egzotik hayvanların ithalatı Amerika’nın birçok eyaletinde serbestçe gerçekleşiyordu. Doğal olarak Peru papağanları da zengin ya da meraklı müşterilerin ilk tercihleri arasındaydı. Eğer çevreciler olaya el koymamış olsaydı, kim bilir, belki de bugün nesli tükenmek üzere olan yüzlerce canlılar arasında anılırlardı (Anonim, 1995).
Bugün Avrupa ve Amerika ’da sadece kafeslerde üretilen kuşların satışına izin verilmektedir. Kafeste kuşların üretilme yoluna gidilmesi yasadışı avcılığın sonunu getirecek en etkili önlemdir. Aslında kafeste üretilen (Geniş salmalarda) papağanlar doğadan yakalananlara oranla çok daha pahalıdır ancak eğitilmeleri daha kolay olduğundan bunlara olan talep yüksektir. Bugün modern hayvanat bahçelerinin kurulduğu ülkemizde, papağanların beslenmesi ve üretimi konusunda deneyimli zooteknist ve biyolojist az sayıdadır. Bu makalede, zooteknist ve biyolojistlere papağanların beslenmesi konusunda pratik bilgiler vererek bu konuya dikkat çekilmesi amaçlanmıştır.
Papağanlar Asya ve Amerikanın tropikal bölgelerinde ve Avustralya kıtasında (geniş bir yelpaze içerisinde) dağılım göstermektedir. Papağanların bir çok çeşitleri vardır. Ufak bir serçe iriliğinde oranları olduğu gibi, iri aralar gibi uzunluğu 90 cm’i geçenleri de bulunur. İkisi öne ikisi arkaya yönelen parmakları olan zygodactyle tipte ayaklar taşırlar. Bu yüzden bazı kaynaklarda papağanlarda, ağaçkakanlar (pcittaciformes) takımının alt takımı olarak kabul edilmektedir. Bu iki kuş grubuna birden tırmanıcı kuşlar denir. Ayaklarında yakalayıcı tırnaklar taşırlar, tırmanırken gagalarını üçüncü ayak olarak kullanırlar ve çok iyi tırmanırlar. Besin alırken ayaklarını bir el gibi kullanabilirler ve çoğunlukla solaktırlar. Gaga özellikle dane ve çekirdek yiyenlerde çok kuvvetli ve dolgun yapıdadır (Anmadon ve Gilliard ,1996).
1980’ li yılların sonlarına kadar doğal yaşama ortamlarındaki egzotik hayvanların ithalatı Amerika’nın birçok eyaletinde serbestçe gerçekleşiyordu. Doğal olarak Peru papağanları da zengin ya da meraklı müşterilerin ilk tercihleri arasındaydı. Eğer çevreciler olaya el koymamış olsaydı, kim bilir, belki de bugün nesli tükenmek üzere olan yüzlerce canlılar arasında anılırlardı (Anonim, 1995).
Bugün Avrupa ve Amerika ’da sadece kafeslerde üretilen kuşların satışına izin verilmektedir. Kafeste kuşların üretilme yoluna gidilmesi yasadışı avcılığın sonunu getirecek en etkili önlemdir. Aslında kafeste üretilen (Geniş salmalarda) papağanlar doğadan yakalananlara oranla çok daha pahalıdır ancak eğitilmeleri daha kolay olduğundan bunlara olan talep yüksektir. Bugün modern hayvanat bahçelerinin kurulduğu ülkemizde, papağanların beslenmesi ve üretimi konusunda deneyimli zooteknist ve biyolojist az sayıdadır. Bu makalede, zooteknist ve biyolojistlere papağanların beslenmesi konusunda pratik bilgiler vererek bu konuya dikkat çekilmesi amaçlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.