Bu Blogda Ara

Jako Papağanlar

AFRİKA GRİ PAPAĞANLARI

Jakolar(Gri papağanlar) Afrikalıdır.


Bu papağanların üç türü vardır; fakat ev hayvanı olarak, en çok iki türü bilinmektedir. 3. tür çok nadir görülür. Popüler olan iki tür; Kongo ve Timnehlerdir. Renk ve büyüklük farkları, farklı bölgelerde yetişmeleriyle ve beslenme alışkanlıklarıyla ilgili modifikasyonlardır. Birçok araştırmacı da bu yüzden üçüncü türü ayrı bir tür olarak kabul etmemektedir.


Kongolar Timnehlere göre daha popülerdir; daha büyük olurlar ve muhteşem kırmızı bir kuyrukları vardır. Gri tonu da Timnehlere göre daha açıktır.


Timnehlerin ise; kestane - bordo rengi bir kuyrukları vardır ve vücut tüylerinde gri tonu daha koyudur. Kongolara nazaran daha küçüklerdir. Kongoların gagası tamamen siyahtır; Timnehlerin gagasının üstü kemik renklidir. Timnehler, Liberia ve Ivory kıyısında yaşarlar.

Her iki tür de eşit derecede zeki olurlar ve konuşma yetenekleri aynıdır. Timneh sahipleri, Timnehlerinin Kongolar kadar huysuz, kararsız- maymun iştahlı olmadıklarını savunurlar.


Jakolar, birçok insan tarafından konuşan papağanların birincisi olarak görülür. Fakat bu asla sizin bir papağan besleme sebebiniz olmamalıdır. Çünkü bir türün konuşma yeteneğinin var olması demek, sizin de konuşan bir papağana sahip olacağınız anlamına kesinlikle gelmez.


Jakoların yeni durumlarla karşılaşınca gergin, ürkek ve sinirli olma eğilimleri vardır. Ve böyle durumlar, tüylerini yolmalarına sebep olabilir. Oldukça sevecen aile kuşları olabilirler; ya da sadece bir insanı seçip ona gerçekten aşık olabilirler... Bu durum, aslında bütün kuşlar için geçerlidir; her kuşun kendisine özgün karakter özelliğidir, nasıl yetiştirildiği de önemlidir.


Jako beslemek adına, elde yetiştirilmiş bebek jakolar en iyi seçimdir. Yabani ithal jakolar da belki iyi birer ev hayvanı olurlar; ama onları eğitmek, alıştırmak oldukça zaman ve emek alabilir. VE HER NE KADAR EĞİTİLSELER BİLE ONLAR ASLA ELDE YETİŞTİRİLMİŞ BİR JAKO KADAR KUCAKLANABİLİR JAKOLAR OLMAYACAKTIR.

Jakolar, tozlu bir papağan olarak kabul edilir; ama asla Kakadular kadar tozlu değillerdir.


Vitamin eksikliğine karşı dayanıksızlardır. Özellikle A vitamini eksikliği.. Diğer türlere nazaran, kalsiyum eksikliğine daha fazla dayanıksız olurlar. Öyle ki; bu eksiklik, onlarda ani hastalık nöbetlerine(ve de felce) sebep olur. BU YÜZDEN ÖZENLİ BİR DİYET GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.

Jakolar bazen alışılmamış sesler çıkartırlar; hırlamak, guruldamak gibi.. Bu sesleri korkutmak, tehdit etmek için ya da ürktükleri zaman çıkarırlar. Bir de, anormal davranış bozuklukları ile meşhurlardır, örneğin; tüy yolma…


Özellikle bebek Jakolar; sarsak, acemi, sakar olmaya yatkın olurlar. Geç konuşurlar, 1- 2 sene bekleyebilirler; ama bir kere de başladılar mı konuşmaya, sözcük dağarcıkları şaşılacak derecede artar.( Fakat şunu unutmayın konuşma yeteneği olmayan jakolar da vardır ve bazı jakolar sadece sınırlı sözcük dağarcığı geliştirebilir)


Ömürleri 50 yıl ve üstüdür. (Tabi düzenli bakımlarını sağlar ve doğru beslerseniz...)

İlginç Özellikleri:


1. Jakolar, muhakeme ve düşünme yetenekleri ile ilgili araştırmalarda kullanılır. Örnek: Irene Pepperberg; Alex le ilgili araştırmaları.

2. Jakoların tıpkı tavuklar gibi kafeslerini eşeleme alışkanlığı vardır.

3. Red-factor mutasyonundan ötürü, bazı Jakoların vücutlarında da kırmızı tüyler görülebilir.








Konuşma yetenekleri:


Sadece insan sesi değil; duydukları tüm sesleri taklit etme yetenekleri vardır. Yalnız dediğim gibi tüm Jakolarda bu yeteneğin olduğunu söyleyemeyiz. Mesela, kafeste çok da ilgi görmeyen bir Jako süper taklit yapabilir. Öte yandan; ele gelen, kafes dışında olmasına da izin verilen bir Jako asla konuşmayabilir. Hangisi konuşur; hangisi konuşmaz bunu söylemenin kesin bir yolu yoktur.. Genel olarak da denilebilir ki; 1 yaşından sonra birçok Jako sesleri taklit etmeye başlar.

Jakolar, istediklerinin, ihtiyaçlarının hangi kelime ile tasvir edileceğini öğrenirler. Ve ona göre sahiplerine seslenirler. Kongoların sesi Timnehlere nazaran daha yüksektir, daha iri bir kuştan beklediğimiz gibi.. Konuşmalarında cinsiyet asla bir etken değildir.. Bu konuda çeşitli örnekler verilmiştir; DNA testiyle erkek olduğu kanıtlanmış bir Jakonun konuşmadığına şahit olunduğu gibi, dişi bir Jakonun hem süper konuşup, hem de mantıklı cevaplar verdiği görülmüştür. Bu durum tersi için de böyle gözlemlenmiştir. Yani dişi olup konuşmayan, erkek olup konuşan Jakolar da vardır. Bazı Jakolar odada biri varken konuşmayabilirler.. Fakat aktif, karşılıklı iletişim halinde onlarla konuşursak, onların çıkardığı sesleri biz de taklit edersek, bu onların rahatça konuşmasına vesile olabilir; biz ya da bir başkası odadayken bile..


Tüy yolma:
Jakolar, tüy yolmaya yatkındır demiştik. Jakolara göre, tüy yolmak için birçok sebep vardır:

- Bazen can sıkıntısı veya insanlarla yeterince iletişim halinde olamamak tüy yolmalarına sebep olur.

- Aksi gibi, çok fazla ilgi gördükleri için de tüylerini yolabilirler!!!! Sahipleri arkalarını her döndüğünde bir tüy kopartacak hale gelmiş olabilirler.

- Diyet sorunları, çevresel problemler; mesela insanların sigara içmesi veya havanın aşırı kuru olması tüy yolmalarına sebep olabilir… Jakolar düzenli olarak banyo yaptırılmalıdır ve nemli ortamlarda bulundurulmalıdır..

Ayrıca Jakolarına kötü muamele eden, kafeslerine vuran, rutin olarak yüzlerine spreyle su fışkırtan sahipleri Jakoları tüylerini yolduklarında şaşırmasınlar!! KÜÇÜK BİR KORKU ANI, TECRÜBESİ BİLE JAKOLARIN TÜY YOLAN PAPAĞANLAR HALİNE GELMELERİNE SEBEP OLABİLİR, BU DAVRANIŞ BOZUKLUĞU İÇİN BAŞLANGIÇ OLABİLİR. Tüylerini yolan bir Jako, ilk olarak hemen veterinere götürülmelidir. Eğer veteriner fiziksel bir sorun bulamıyorsa, davranış sorunları ele alınmalıdır.

Hiç kuşku yok ki, bilinçsiz kişilerin sebep olduğu erken sosyalleştirme hataları yüzünden ve mental antreman ihtiyaçlarının karşılanmaması sonucunda en zeki papağan türlerinden olan Jakolarda sinir hastalıkları görülmesi kaçınılmazdır … Tüy yolmak da -eğer fiziksel bir sorun yoksa-, bir SİNİR HASTALIĞIDIR.

Tüy yolan Timnehlere, Kongolara nazaran daha nadir rastlanır.

Tüy yolan Timnehler niye daha az?

Aslında, bu biraz da onların daha az popüler olması ile ilgilidir. Kongolar, kuyruklarının rengi ve irilikleri yüzünden yıllarca daha fazla tercih edilmiştir. Bu yüzden, tüy yolan Kongoların sayıca daha fazla olduğunu biliyoruz. Timnehlerin, kuzenlerine nazaran daha sakin bir yapısının olmasının da belki bu oranda bir etkisi olabilir. Gene de, Timneh besleyenlerin sayısı arttıkça bu oran tam olarak netleşecektir; çünkü Kongolarla kıyaslamak adına, elimizde yeterli veri olması gerekmektedir.


Jakolar Utangaçlar mı Gerçekten?
Jakolar, çok güçlü bir bağla yalnızca bir kişiye bağlanırlar. Eğer sosyalleştirilmez ve diğer insanlarla düzenli bir şekilde iletişimde olmazlarsa, içlerine kapanık olurlar ve bağlandıkları insan hariç, çevrelerindeki herkese karşı oldukça utangaç davranırlar.

Birden fazla ev halkı olsa bile, onlar genelde bir kişiyi bağlandıkları kişi olarak seçerler ve diğer insanları dikkate almamaya başlarlar; hatta kovmaya bile yeltenirler. Jakolar, Amazonlar gibi özellikle üreme mevsimlerinde herkese saldırabilirler; eğer ki seçtikleri insana çok fazla yaklaşıyorlarsa…. Amazonlardaki gibi, dişilere nazaran, erkek Jakolar çok daha agresif olurlar.

Jakolar, Kakadular kadar kucaklanabilir papağanlar olmasalar da, ara sıra bağlandıkları kişi ile karşılıklı tüy düzeltmeden hoşlanırlar.

Kafa, boyun ve yüz kaşıma, Jakolar için bir zorunluluktur. Zaten sahibi tarafından kaşınmayan, tüyleriyle oynanmayan Jakolar davranış sorunları göstermeye yatkındır; tüylerini yolabilirler, çığlık atabilirler, ısırabilirler. Ve tabi her zeki papağan gibi, arada mutlaka bir sınır vardır; ne çok az; ne çok fazla ilgi göstermemek adına.. Jakonuzun kendi kendini eğlendirmek için mutlaka kendine ait özel zamanı olmalıdır; oyuncaklarıyla oynamak, oyalanmak vb.. Bir de dediğim gibi, kafasını kaşımak için ona zaman ayırmanız gerekmektedir.

Yetişkin erkek Jakolar için tüylerini düzeltmenizle seksüel anlamda uyarılmalarının arasında bir bağ vardır. Eğer siz Jakonuzun kafasını veya boynunu kaşırken, o, parmaklarınızı gagasıyla tutuyor ve sonra ısırıyorsa, bu size kızdığını göstermek değil de; seksüel bir karşılık olabilir. Bunun altındaki sebebi anladığınızda ısırma problemi ile baş etmeniz daha kolay olabilir.

ISIRAN JAKOLAR:

Diğer bütün papağanlar gibi, Jakoların da ısırmak için birçok sebebi olabilir. Belki siz seçtiği kişi değilsinizdir; ya da onun sizi ısırmasından korktuğunuzu anladığı için sizi ısırıyordur. Onlar kimin kendilerinden korktuğunu çok iyi anlarlar ve beklentilerine gayet iyi cevap verirler; (ısırarak:) )

Elde yetiştirilen jakolar da; eğer tam olarak sosyalleştirilmedilerse kendilerini koruma içgüdüsü ile sık sık ısırabilirler. Unutmayalım ki, onlarda küçük bir çocuğun zekası var. Düşünün ki; bir çocuğu başta kendi dünyasına bıraktıysanız; ona sonradan her istediğini elde edemeyeceğini öğretemezsiniz.

Disiplin:


Jakonuza asla vurmayın ve ona yüksek sesle bağırmayın. Papağanlarda negatif güçlü zorlamalar asla işe yaramaz. Davranış sorunlarını çözmek için en iyi yol genelde onların dikkatini sevmedikleri bir konuda başka yöne çekmektir. Mesela, ev içinde dolanmasını sağlayarak; bağıran bir papağanın dikkatini dağıtabilirsiniz.
Örneğin; sahibi, Jing isimli papağanının her cıyaklamasında onu yanına alarak koşuyormuş:) İlginç; ama işe yarıyormuş çünkü kuş koşmaktan nefret ettiği için bağırmayı kesmiş bir süre sonra, her bağırdığında koşacaklarını bildiği için:)

Öte yandan bir de şu var; papağanların içgüdüsel davranışlarını tamamen bastırmaya çalışmak da asla doğru değil, onlara bazı zamanlar çığlık atmaları için izin vermeliyiz. Yurtdışında insanlar papağanlarını her yere yanlarında götürüyorlar ve Jing in sahibi onunla beraber arabadayken onun istediği kadar bağırmasına izin verdiğini söylüyor.

Isıran papağanlar, genelde kimin sürü lideri olduğunu öğrenmek ihtiyacında olurlar. Sally Blanchard de inatla ısıran papağanlar için bize şöyle bir yöntemden bahsediyor; "ısırdıklarında korkup elinizi çekmek yerine, onlara korkunç gözlerle birlikte çok net “HAYIR” demelisiniz"... Böylece, kimin dominant olduğunu anlayacaklardır.

Jakolar, bağlandıkları kişiye kabiliyetli bir arkadaş olmak için gayet iyi donanımlı papağanlardır; ama tabi siz onları anlar ve onlara üstün yetenekli hayvanlar olarak davranırsanız... YİNE DE UNUTMAYALIM Kİ; ONLAR VAHŞİ HAYVANLARDIR VE SADECE BİRKAÇ JENERASYON ÖNCELERİ DOĞADAKİ VAHŞİ ATALARINDAN AYIRILIP EV HAYVANI OLARAK BESLENMEYE BAŞLANMIŞTIR.

Son olarak, eğer bir Jakonuz varsa; bir ömür bir papağan partneriniz de var demektir:)

İçerik için alıntı ve çeviri yapılan kaynaklar:


Papağan Hakları Evrensel Beyannamesi


PAPAĞAN HAKLARI BEYANNAMESİ Stewart A. Metz, M.D.

1. BENİ EVE GETİRMEDEN ÖNCE PAPAĞANLAR HAKKINDA BİLGİ EDİN:
Ben kedi ya da köpek gibi evcil bir hayvan değilim. İçimde herşeye rağmen vahşi orman ruhu var. Karşılamakta zorlanabileceğin özel ihtiyaçlarım mevcut. İyiliğim için, lütfen bunları çok geç öğrenme. Ve lütfen ormandaki vahşi kuzenlerimden birini alma – yoksa onun sağlığını ve hayatını tehlikeye atarsın üstelik sana iyi bir arkadaş da olmayacaktır!

2. BANA MÜMKÜN OLAN EN GENİŞ EVİ VER:
Ben savannalarda ya da yağmur ormanlarında boydan boya uçardım. Bu muhteşem yetenekten senin zevkin için vazgeçtim. En azından bana kanatlarımı çırpabileceğim ve egzersiz yapabileceğim yeterli bir alan ver. Ve eğlenmek için oyuncaklara ve çiğnemek için ağaca ihtiyacım var. Aksi taktirde evini, ormanla ve ormanın ağaçlarıyla karıştırabilirim.

3. BANA BESLEYİCİ BİR DİYET VER:
Bol çeşitlilikte taze ve besleyici yiyeceklere ihtiyacım var, bunları hazırlamak için zaman harcaman gerekse bile. Sadece çekirdek çeşitleriyle hayatta kalamam ve sağlıklı olamam. İhtiyaçlarımı ve tercihlerimi öğrenmek vakit ister.

4. SOSYAL BİR HAYATIMIN OLMASINA İZİN VER:
Ben arkadaş canlısı bir sürü hayvanıyım, ama senin türünden biri de değilim. Kardeşlerimle olduğu kadar seninle de etkileşime nasıl geçeceğimi öğrenmek için bol bol sosyalleşmeye ihtiyacım var. Ayrıca hergün yeterli miktarda zamanı seninle geçirmeye ihtiyacım var – günlük programın ya da öteki ihtiyaçların ne olursa olsun. Ben yaşayan, hisseden bir yaratığım. Herşeyden öte, sana tamamen güvenmeye ve bakımımı yaparken ki öngörülerine bel bağlamaya ihtiyacım var –hergün.

5. BENİ TEMİZ TUT:
Yemek düşürmekten hatta atmaktan hoşlanabilirim, ama sağlıklı olmam için dikkatli bir temizliğe gereksinimim var. Düzenli duş almazsam derim kaşınır, tüylerimin çengelli uçları yağlanırsa kapanmaz ve, herşeyden kötüsü, eğer yemeğim ve suyum sıhhî değilse hastalanabilirim.

6. KENDİME AİT BİR DOKTORA İHTİYACIM VAR:
Benim fizyolojimi anlamayabilirsin ve dolayısıyla hasta olduğumda erkenden teşhis edemeyebilirsin. Ve, farkettiğinde çok geç olabilir, çünkü hastalığımı gizlerim. (Birçok etçil avcının bulunduğu bir orman hayvanı olduğumu hatırla) Bir kuş doktoruna ihtiyacım var – bir uzmana. (sıradan veteriner değil lütfen) Eğer bana bir doktor sağlayamıyorsan, belki de beni evine almamalısın.

7. LÜTFEN BENİ CEZALANDIRMA:
Her zaman senin acayipliklerini anlayamam – senin benimkileri anlayamayabileceğin gibi. Başımı belaya sokmaya çalışmıyorum – hatırla, ev, orman değil. Eğer ortalığı berbat edersem, bana bağırma ve bana asla vurma. Çok hassas kulaklarım var ve bana vurursan sana bir daha asla güvenmeyebilirim. Eller bazen bizim için ürkütücü şeylerdir (niye bizim gibi zygodactylous değilsiniz ki??) Çok daha önemlisi, cezalandırmayla birşey öğrenmeyiz. Biz, sadece kendimizi korumak için şiddete şiddetle karşılık veren nazik yaratıklarız; sabır ve sevgiyle öğreniriz.

8. BENİM “DİLİMİ” KONUŞ:
Biliyorum, su kabımı devirdiğimde, yiyecekleri fırlattığımda, bağırdığımda, ya da tüylerimi yolduğumda bana sinirleniyorsun. Bunları senin canını sıkmak için yapmıyorum. Büyük ihtimalle sana birşey anlatmaya çalışıyorum (belki bir yerim ağrıyor, yanlızım ya da hüzünlüyüm) BENİM (beden) dilimi konuşmayı öğren. Unutma ki ben, bu dünyadaki tüm yaratıklar içinde senin dilini konuşmayı öğrenebilen tek canlıyım!

9. BENİ BİR BİREY OLARAK GÖR:
Ben biricik ve hisseden bir varlığım. İkimiz birbirimize benzemiyoruz. Lütfen, eğer senin istediğin gibi konuşmazsam ya da arkadaşının papağanı gibi trikler yapamazsam hayal kırıklığına uğrama. Ama eğer bana yakın ilgi gösterirsen (ve ben her zaman seni örnek alıyorum, farkında olmasan da), sana konuşmaktan ya da oyun oynamaktan çok daha fazlasını verebilecek eşsiz bir varlık olduğumu gösteririm. Sana kim olduğumu göstermem için bana bir şans ver; bence verdiğin emeğe değer bulacaksın. Ve şunu hatırla, ben bir süs eşyası değilim. Hiçbir odanın güzelliğini artıracak bir dekor değilim. Ve ben bir heykel değilim – eğer beni bu şekilde kullanırsan o havalarda burnunu ısırabilirim!

10. BANA SEVGİ VER:
Herşey bir yana, benim Özel İnsanım olduğunu hatırla lütfen. Tüm güvenimi ve inancımı sana adadım. Biz papağanlar tek eşliyizdir (biz de çapkınlık yoktur!). Bu yüzden lütfen uzun süreliğine bir yere gitme ya da beni terk etme – bu benim için altından kalkamayacağım bir üzüntüye neden olur. Eğer bu çok şey istemek gibi görünüyorsa, hatırla, beni eve getirmeden önce, ihtiyaçlarımı öğrenmiş olmalıydın. Bebek sahibi olmak ya da yeni bir işe girmek dahi adil bir sebep değil – İLK ÖNCE benimle sözleşme yaptın. Ve eğer, öleceğini düşündüğün için beni bırakman gerektiğini düşünüyorsan, sen gittikten sonra bana sonuna kadar bakabilecek bir yer temin et. Oldukça uzun yaşayabilirim ama kendi kendime bakamam. Benim türümden olmayan insanların arasında, küçük bir kafesin içinde olduğumu hatırla.

11. SENİN HAKLARIN: Bir çok hakkın var ama sana birini garanti ederim. O da, eğer bana yukarıda açıkladığım şekilde muamele edersen, sana çocukluğunda bile hissetmediğin türde, sarsılmaz bir sevgiyle, keyifle, bilgiyle, güzellikle, adanmayla, hayret ve hayranlık hissiyle karşılık verecek olmamdır. Beni evine aldığında benim Sürü Liderim olacaksın, işin aslı, benim tüm hayatım –yaşam boyunca. Mümkün olsaydı senin için aya ve yıldızlara bile asılırdım. Bir kalp ve ruhta biriz.


 

Evcillerin Sahibinden On İsteği


EVCİLLERİN SAHİBİNDEN ON İSTEĞİ :

Arkadaşlar size evcil dostlarımızın 10 isteğini yazıyorum bu on istek , siz ve evcil dostlarınız ile güzel dostluklar kurmanın yolarını gösteriyor.

1.Benim hayatım 70-80 yıl sürer. Senden ayrılığım bana acı verir. Beni almadan önce bunu düşün

2.Bana, senin benden istediklerini anlayacağım bir süre ver. Şunu unutma ben senin dilini bilmiyorum.

3.Benim içimde sevgi duygusu uyandır. Ben bunla yaşarım.

4.Bana hiçbir zaman uzun süreli darılma ve cezalandırmak için bir yere kapatma. Senin hayatında iş, eğlence ve arkadaşların var. Benim hayatımda ise sadece sen varsın..

5.Arada sırada benimle konuş. Sözlerini anlamasam bile bana yönelttiğin sesini anlarım

6.Bana nasıl davranılması gerektiğini bil. Ben hiç bir zaman unutmam.

7.Bana şiddet uygulamadan önce, aslında gagamla etinizi delik deşik edebileceğimi ancak asla böyle bir şeye başvurmayacağımı düşün.

8.Beni isteksiz, tembel ve inatçı diye azarlamadan önce düşün. Belki yediğim yemek dokunmuştur, belki çok yorgunum ya da uykum vardır.

9.Yaşlandığımda benimle ilgilen birgün sende yaşlanacaksın.

10.Her zor anımda yanımda ol, "benim içim kaldırmaz" veya "ben görmeden olsun" deme çünkü benim için herşey seninle birlikte daha kolay.

Şunu unutma ben kendimi en çok senin yanında güvende hissederim..

mobilpapağanlar sitesinden alınmıştır.

Yukardaki yazı köpek evcilleri için yazılmış ; kısmi değişikliklerle sonradan papağanlara uyarlanmıştır.

 

Papağan Seçiminde Dikkat Edilmesi Gereken Konular


                                Papağan Seçiminde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

-          Papağanın hareketli  olmasına dikkat edin. Papağandaki durgunluk , sağlık sorunu nedeniyle olabilir.

-          Alacağınız papağanın bakışları canlı olmalıdır.

-          Gagası düzgün olmalı çatlak ya da kırık olmamalıdır.

-          Tüyleri parlak ve canlı olmalıdır. Tüyleri yolunmuş olmamalıdır. Göğüs tüyleri  sıralı ve parlak olmalıdır .Baş tüyleri düzgün olmalı, dökülmüş olmamalıdır.

-          Burun delikleri normal genişlikte olmalıdır.

-          Burun deliklerinde sarı akıntı olmamalıdır.

-          Burun tıkalı olmamalıdır.

-          Papağanın nefes alırken soluk aralarının normal ve eşit olduğu izlenmelidir.

-          Alacağınız Papağanın kafes içindeki dışkı kontrolü önemlidir. Dışkının sıvı ya da çok katı olması, kafes içerisinde belirli bir bölgede mi toplandığı dağınık mı olduğu.

-          Parmaklar iki önde iki arkada olmalıdır. Ayaklarda  mantar olup olmadığı kontrol edilmelidir.

-          Kulak kısmında akıntı olmamalıdır.

-          İskelet kısmında kırık olmamalıdır.

-          Rectum (dışkı bölgesi)  eti uzamamış olmalı ve etrafı tüylü olmalı , tüylere dışkı yapışmamış olmalıdır.

-          Vücutta şişlik veya beze olmamalıdır. İlaçla düzelmeyip cerrahi işlem gerektirebilir.

-          Göz etrafında çapaklanma olmamalıdır.

-          Cep telefonu almadan önce gösterilen hassasiyet burada da gösterilmeli  (bir cep telefonunun kullanım ömrü 3-4 yıldır; Jakolar ise doğru bir bakımla 70 yıl yaşarlar), alım öncesi tür hakkında  bilgi edinilmeli, papağanın yaşı konusunda satıcı tarafından aldatılmalara dikkat edilmelidir. Bugün  hangi petshopa  gitseniz ilgilendiğiniz Jako için 0-4 yaş aralığı ifade edilmektedir.3 yaşından büyük Jakolarda yaş tahmini yapmanın neredeyse imkansız olduğu unutulmamalıdır.

-          Doğada yakalanarak ülkeye getirilmiş kuşlardan ziyade , Türkiyede üretilmiş elde yetiştirilmiş Jakolar tercih edilmelidir.

-          Sağlıksız ve pis ortamlarda ticaret yapan petshoplardan uzak durulmalıdır.

 

Kuşlarda Tüy Yolma Sorunu (5)


Kuşlar Neden Tüylerini Kopartırlar ( V) ?
Bu tür davranışlar açıkçası hem hasta sahiplerimizi hem de biz veteriner hekimlere gelen kuşlarda sıklıkla görmekteyiz.kuşlarda %8-%12 oranında tüylerini yolarken kendine zarar verici davranışlarda bulunurlar.tüylerine zarar vermenin pek çok sebepli tıbbi etkeni olmaktadır.kuş sahipleri genelde bunu yalnız bırakma,beslenme,onlara doğru oyuncağı vermemeye bağlamaktadırlar.birden fazla tıbbi etkende buna sebep olabilir,genelde yolma hareketi vücudun bir yerinden başlayarak genelde gögüs bölgesinden başlayarak sonrasında da bacaklar ve kanatlar arka bölge karın ve boyun gibi bölgelere zarar vermeye devam ederler.

Bu davranış kuşlarda çok yaygın olarak görülmektedir bütün kuşlarda görülebilir eger şartlar mükemmelse neden görülür böyle bir kuşun kendi tüylerini kopartma davranışı görülür?

özellikle kuşlarda kuşun tüyleri koparttığı bölgelerde iltihaplanma olur ,ancak bu iltihaplanma kuşun erişemeyeceği bölgelerde boyun arkası ve baş arkasındaysa allerjiden şüphelenebiliriz.tüy folliküllerinin etrafında iltihapalanma araştırılırbu bölgelerin etrafında limpositler ve plazma hücreleri bunun belirtisidir.ayrıca bunu tetikleyen travmatik deri enfeksiyonlarıda olabilir,ortada kimi vakalarda gözlemlediğim eger tıbbi olarak açıklanabilir neden yoksa gerekçe olarak psikolojik nedeni ileri sürebiliriz.aqllerji hastalıklarında şiddetli vakalarda kuşlar deriyi bozabilirlerkuşların çoğunda deri kırmızı bir hal alır ve iltihaplı görüntüdedir.bazen küçük kuşlarda olduğu gibi ilerlemiş yaştaki kuşlardada görülebilir.kronik ve ilerleyici bir hastalık tablosu göstermektedir.tedavi edilemeyebilir ve kuşun geri kalan hayatı boyuncada sürebiliryaş ilerledikçe geçebilir veya allerjisi olduğu ortamdan uzaklaşınca belirtiler azalabilir.kliniğimize getirilen sultan cinsi papağanda psikolojik tanı konmuştur tüm tedavilere cevap vermemiştir tedavi proğramından çıkartılmıştır.kuşlarda deri çok incedir,özellikle küçük türlerde daha belirgindir.kanat kaldırıldığı zamaqn özellikle axillar bölgede tüy olmadığı görülmektedir.muaynelerde kaslar derinin altında koyu kırmızı olarak görülürken yağ kitlesi sarı olarak izlenmektedir.ayrıca kuşlarda lezyonlu bölgelerde özellikle kaşınmaların önlenmesi açısından boyuna korse şeklinde(elisabethan korsesi )takmaktayız.kuş küçükse hazırlanacak olan korse ya bir iskambil kağıdından veya plastik bir şişe kapağından yapılır.3-6 çapında yuvarlak bir parça kesilir ve bunun ortasında hayvanın boynuna uyğun bir genişlikte yarım ay şeklinde bir halka açılarak boynuna tatbik edilir jakolarda ve sultan papaganlarda uygun bir yöntemdir,bu yöntemle kuş tarafından yaraların tahriş edilmesi önlenilmeye çalışılmaktadır.kuşlarda tüy dökümüne ayrıca beslenme hastalıklareındanda kayanaklanabilmektedir,yüksek kalorili ile beslenenlerde ,vücutta aşırı yağlanma olmaktadır,bu durum özellikle uzun bacaklı kuşlarda kas ve iskelet hastalıklarınada neden olmaktadır,böcek yiyen kuşlar açlıktan en çok etkilenen kuşlardır haftalık kilo kaybı vücut ağırlığının %1 ini geçmemelidir.kuşlarda özellikle karaciğer kökenli rahatsızlıklar 1-septisemi,toksemi ve diğer sistemik etkiler sonucu gelişen hepatitler.2-pacheco hastalığı(etkeni virüstür,sadece passerinlede hastalık yapar ve öldürücüdür)3-karaciğer yağlanması (aflatoxisosiz,toksik,nutrisyonel veya infeksiyöz nedenlerden kaynaklanır)karaciğer hastalıklarının tanısında özellikle ALT (Alanın aminotransferaz ) ve SAP (serum asit fosfataz)enzim aktivelerine bakmak faydalıdır.ayrıca dikkat edebileceğiniz dışkıda ürik asit bulunan kısım beyaz olması gerekirken,sarı-yeşil bir renk almaktadır.tüy dökülmelerinde ve yolmalarında kuşta ishal olgusu fazlaysa barsak florasının tekrar kendisini yenilemesi için oral yolla üç damla tereyağı önermekteyim.kuşlarda tüylerini koparma patojen etkenler ve paraziterlerin çevreye yayılmasını önlemek için gerekli ilaçlamalar yapılmalıdır.özellikle papağanlarda french molth rahatsızlığı görmekteyiz hastaların tüy yapısı çok kötüdür tedavisi yoktur.hipotermi ve hipertermi hallerinde hallerinde termoregülasyonu sağlayan ilaçlar uygulanmalıdır.kuşlarda tüy dökülmesini tetikleyen faktörler veteriner hekim tarafından dikkatlice sorulan sorularla ortaya çıkartılmalıdır.

özellikle kuşlarda zehirlenmeler,viral enfecsiyonlar(geçici tüy dökülmesi görülür),akarlar (özellikle göz,gaga ve vent de bal peteği tarzında görüntü sergilemektedir akarlarla temas kesilince ve ilaçlamalardan sonra tüyler tekrardan çıkmaya başlamaktadır)göz yaşı akıntıları( kuşlarda sistematik hastalıklardan ve göz hastalıkları sonucunda kuşun irrite olarak göz yaşı akıntılarını tüylerine sürmesiyle o bölgedeki alanlarda tüy çıkmaz ve hemen sistematik hastalığın tedavisi hemen yapılmalıdır)protozoal hastalıklar (kuşlarda
özellikle göğüs arkalarında tüydökülmeleri yapmaktadır zehirlenmeler(özellikle evlerde yoğun miktarda temizlikte kimyasalların kullanılması )kuşun ortamındaki hava neminde azalmalarda dökülme nedenidir ve aynı zamanda tekrar çıkmayı yavaşlatmaktadır.kozalıklı ağaçların kuşlarda allerjik kökenli kaşınmalar nedeniyle tüylerini yolma eğilimine girer ortamdan uzaklaştırmak ve yıkamayla geçmektedir.psikolojik olarak(özellikle hastalarımızda izlediğim erişkin kuşlarla genç kuşlar yan yana konulunca başlangıçta tüylerini dökerler-erkek kuşlar dişi kuşlara saldırarak dişi kuşlarda ve yavrularda tüy dökümüne neden olabilirler)kafesin boyunun kısa olması yıkama için banyo yaptırmama tüyleri yolma sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır.diyet deyişiklikleride yeminin deyiştirilmesi etki göstermektedir.psikolojik olarak yolma davranışı amazon papağanlarda afrika gri papağanlarda sıklıkla karşımıza çıkmaktadır, uzun süren hastalıklar ve yalnış tedavi programlaqrı tetikleyici bir etki olarak karşımıza çıkar.korku,yeni kafes arkadaşı,stress tetikleyici faktörlerdendir.

kuşlarda obesite veya deri tümörlerinde troit bezinin rahatsızlıklarında özellikle düzgün çalışömamaya bağlı olarak bu kuşlarda tüy deyişimi olmaz veya tüy çıkmaz. gelen muhabbet vakalarında özellikle dikkatimi çeken kuyruk altında yer alan ve bir deri bezi olan gl.üropygie’nin muaynesinde anatomik olarak gl.oıplgie köksal kemik çatısının üstünde ve derinin hemen altında yer alır.yağlı bir sıvı salğılar özellikle gl.uıpygie nin yanğısı yada fonksiyon dışı kalması o bölgenin irritasyonu nedeniyle o bölgedeki tüyleri kuş yolma isteği içindedir.enfeksiyon tedavisiyle tedavi edilebilir.

kliniğimize müracat eden bir jakoda akarlar tespit edilmiş gerekli tedaviden sonra düzelme görülmüştür.

yine kliniğimize başvuran bir muhabbet kuşunda kanat altındaki tümör elektrokoter tekniğiyle alınmış ve tüy yolma şikayeti bitmiştir.

kuşlarda kanat altında şekillenen tümöral oluşumlarda kuş bölgeyi tedavi etmek amacıyla ve irritasyona bağlı olarak tüylerini yolabilir.eski tüyler dökülünce yenileri 6-8 hafta içinde çıkarlar.kuşlarda vücut ısıs40-44.4 tür-kan hemotokrit%PCV degeri%42-65 tirbu değer 40 ın altına düştüğünde anemiktir.anesteziye alınacak kuşlarda %PCV değeri en az 55 veya daha büyük olmalıdır.total protein (TP)diagnostik açıdan çok önemlidirTP değeri 2.3 gr/dl ise nekadar özenli bakım yapılırsa yapılsın kuş ölür.TP değeri 4.2 gr/dl nin altındaki bir hastada proğnoz kötüdür,TP 4.3 gr/dl nin üzerinde ise prognoz iyidir.
tedavilerde deyişik metotlar izlemekteyiz ilaçlı sularla tedavi,ilaçlı yemlerle tedavi,gavege yöntemi,direkt yolla ilaç uygulanması,subcuton enjeksiyon yöntemleri,intraoculer ilaç uyğulamaları,inhalasyon tedavisi,topikal ilaç uygulaması intravenöz enjeksiyonlar uygulanmaktadır.

avitmini takviyeleri,vitamin e ve selenyum ilave destek programları,ALT (Alanın aminotransferaz)ve SAP (serum asit fosfotaz)enzimlerine bakılarak karaciğer tedavisi yapılır.dietlerde hastalarıma tereyağı+kraker+muz karışımı önermekteyim.
kliniğimize gelen muhabbet kuşlarında özellikle konuşmayı kestiği yönde ve kabarma ,tüylerini yolma şikayetiyle yoğun olarak klkiniğimize müracat etmektedirler dikkatiçeken normal tüylerinin arasında özellikle kafada ve boyun etrafında görülmektedir bu dikenimsi tüyler ağrı ve kaşıntı yapamakta bunun etkisi ile muhabbet kuşlarında ötmeyi kesme görülür klinik olarak yapılan tedavilerde 10 gün içinde normale dönmektedirler.veteriner hekim tedavisi gerekebilir.
kanaryalarda daha yoğun döküm görülür.gerekli vitamin tedavileriyle düzeltilmektedir.
e vitamini özellikle hücre memran bütünlüğünü sağlamakta bir yardımcıdır,üremeyi desteklemektedir,güçlü bir anti oksidan olarak tedavilerde kullanmaktayım akarlara karşı deyişik sıvı ve toz ilaçlar kulanılmaktadır.
kuş tedavileri kesinlikle bir veteriner hekim tarafından yapılmalıdır ,çünkü doz ayarlamaları gerekmektedir tedavilerde özellikle tavukçuluk sanayindede kullanılan saf ilaçlar kullanılmalıdır malesef Türkiyede pet şhop larda ilaç statüsünde olmayan pek çok ürün kuş sahiplerine verilmekte ve kuş sahipleride bu ilaçlarla tedavi etmeye çalışmaktadırlar ve başarıya ulaşma şansları oldukça düşüktür o yüzden muhakkak bir veteriner hekimden yardım almalarını kendilerine tavsiye ederim.
Tolgay Aytar
Veteriner Hekim

gencveteriner sitesinden alıntıdır

 

Jakolarda Tüy Yolma (4)


JAKOLARDA TÜY YOLMA - lV :

AFRİKA GRİSİ PAPAĞANLARDA TÜY YOLMA ÇOK CİDDİ PROBLEMLERİN BİR GÖSTERGESİDİR

 

Bugün hem papağan sahiplerini hem de veteriner hekimleri çileden çıkaran bir papağan hastalığı varsa o da papağanın kendi tüyünü yolma problemidir.

Tüy yolma ve aşırı kaşınma papağanınızda ciddi sorunların olduğunun bir göstergesidir. Bu problemle başa çıkabilmenizin tek yolu bu davranışın altında ne yattığını bulabilmek ve o problemi tedavi edebilmektir. Bizim tüm arzumuz bu davranışın altında yatan bir problemin olmasıdır.Çünkü bunu bilirsek tedavimizde başarı oranımız artacaktır.

Tüy yolmanın bir çok nedeni vardır.Papağanınızda bunlarda biri veya birkaçı birlikte olabilir.
Başlıca bilinen nedenler :

Sağlık problemleri : Tüy yolmaya neden olan sağlık problemleri arasında alerjiler , parazit enfeksiyonları , bakteri enfeksiyonları , iç hastalıkları , tüy folliküllerinde anormal yapılanmalar , vitamin noksanlıkları ve hormonlarla ilgili hastalıklar sayılabilir. Bu liste uzayıp gider.

Düşük nem oranı : Bir çok papağan aşırı nemli bölgelerden gelmektedir.Evinizdeki nem oranı düşükse bu hayvanlarda problemlere yol açabilmektedir.

Sıkıntı – Kafes içinde kapalı kalma : Kuşlar enerjik hayvanlardır.Uzun süre kafes içinde kapalı kalmaya gelemezler. Enerjilerini harcamak zorundadırlar . Kafesten çıkabilmeli , oyuncakları ile oynayabilmeli , kafesi yeteri kadar büyük olmalıdır.Aksi takdirde enerjisini kendi kendini yolmak için harcayacaklardır.

Obsesyon ( takıntı ) papağanlarda oldukça sık görülen psikolojik rahatsızlıktır.Durumun obsesyon olduğunu tayin etmeden evvel başka bir hastalık olup olmadığı araştırmalıdır.

Dikkat çekme : Papağan tüylerini yolmaya başlayınca kel olmasından korkan siz hemen kafesin yanına koşup yapma etme gibi ricalarda bulunuyorsanız , papağanınız sizin dikkatinizi çekmek istediğinde tüylerini yolmaya başlayacaktır.Papağan 1-0 galip !

Tüy yolan kuşlar için ne yapmalı :Önce sağlık problemi olup olmadığı araştırılmalıdır.Yapılacak testler sonunda herhangi bir rahatsızlık bulunmuyor ise o zaman davranış problemi üzerine konsantre olunmalıdır. Ancak sağlık kontrolünde geç kalınması hayvanda tüy yolma alışkanlığı nın yerleşmesinde neden olacak ve tedavi güçleşecektir.

Bazı çevresel değişiklikler yapmaya başlayabilirsiniz. İlk kafesini büyütmek , kafes içerisine tırmanabileceği ve kemirebileceği ağaç , oyuncak koymak , çiçek sulama spreyi ile papağanınızı günde bir iki defa spreylemek , bulunduğu yere bir nemlendirici koymak , kafesin yerini değiştirmek , yanında radyo çalmak , uyurken kafesin üzerini örtmek, en az 12 saat uyumasını sağlamak için fazla gürültülü olmayan bir yere taşımak gibi önerilerde bulunabilirim.

Ne yazık ki tüy yolma problemi için kesin bir cevap yoktur.Sabırlı olmanız ve papağanınız hakkında veteriner hekiminizle birlikte kararlar almalı ve kuşunuzun görüntüsü ne olursa olsun onu sevmeye kararlı olmalısınız. Bazı kuşlarda ise problem ara sıra ortaya çıkar ve kaybolur.Bazen de tüyleri hiç geri gelmeyebilir.En kötüye kendinizi hazırlamalısınız.

Kaynak istanbulvet sitesinden

 

Jako Papağanlarda Tüy Yolma (3)


PAPAĞANLARDA TÜY YOLMA - lll :

Tüy yolma olarak adlandırılan rahatsızlık tüy çiğneme, tüy çekme ve cilde zarar verme (yara açma) gibi şekillerde görülebileceği gibi belli bir bölgeyi (Ör Kuyruk) hedef alabilir ya da tüm vücuda sirayet edebilir.

Rastlanılan vakaların pek çoğu psikolojik kaynaklı olsa dahi tüy yolma başka rahatsızlıkların ya da olumsuzlukların belirtisi de olabilir. Bunların arasında;

İç-dış parazit

Karaciğer, böbrek rahatsızlıkları

Bulaşıcı hastalıklar (bakteriyel, virütik, mantar vs)

Dengesiz beslenme

A vitamini ve kalsiyum başta olmak üzere vitamin ve mineral eksiklikleri

Sigara dumanı, benzer koku ve dumanlar

Uygun olmayan kanat ayarı

Hormonal rahatsızlıklar

Yetersiz nem ve güneş ışığı

Küçük kafes, hareketsiz yaşam

Yalnızlık, stres, yaşam alanının değişmesi

Üreme dönemine girilmesi

Yetersiz uyku

Tüy yolmanın çok fazla nedeninin bulunması hem teşhisi hem de tedaviyi daha da karmaşık hale getirmektedir. Olayın tedavi kısmını her zaman olduğu gibi veteriner hekimlerimize bırakmak gerekir. Ancak tedaviye kadar geçecek sürede ve veteriner hekim tarafından uygun görülmesi halinde tedavi sırasında da bütün papağanseverlerin uygulayabileceği belli başlı bazı önlemler vardır.

İlk olarak papağanın diyetinin geliştirilmesi, mineral ve vitamin takviyesi yapılması gerekir. Özellikle gri papağanlarda kalsiyum noksanlığı sıklıkla gözlenir ve bu durum tüy yolmaya yol açabilir. Sadece tohumlarla ya da daha da kötüsü yalnızca ayçekirdeği ile beslenen papağanlar sadece tüy yolma değil çok daha büyük hastalıklara da yakalanabilirler. Ancak diyetin geliştirilmesi ve değiştirilmesi çok radikal şekilde değil kademeli olarak gerçekleştirilmelidir. Ani değişimler ishale neden olarak durumu daha da zorlaştırabilir. Her gün verilecek meyve-sebze, filiz ve ek besin miktarı artırılabilir. Mineralin vücutta birikimi zaman aldığından en azından on gün boyunca içme suyuna takviye yapılması gereklidir.

İkinci olarak papağanını sıhhi koşullarının iyileştirilmesi gereklidir. Tüneklerin kenarları, kafes köşeleri ve saklanmaya uygun diğer yerler gözlemlenerek bir dış parazit taraması yapılmalıdır. Papağanın dışkısı da kontrol edilerek iç parazitlerin olup olmadığı gözlemlenmelidir. Banyo, hem parazitlerden arındırmak hem de papağanın tüy yolmasını engellemek için iyi bir yoldur. Papağanın üşütmemesine dikkat ederek ve sıcak, cereyandan uzak bir ortam yaratarak mümkün olduğunca sık duş verebilirsiniz. Kafesin, tüneklerin ve diğer aparatların bol su ve fırça yardımı ile temizlenmesi de önemlidir.

Üçüncü olarak papağanın fiziki koşullarının iyileştirilmesi gereklidir. Daha büyük bir kafesin sağlanması, şayet korkmuyorsa kafesine yeni oyuncakların eklenmesi ve kemirme dallarının sürekli yenilenmesi ona egzersiz imkanı sağlayarak ilgisini tüylerinden uzaklaştıracaktır. Şayet papağanınız evcil ise ve korkmuyorsa bir tırmanma dalı edinmek ve kafes dışarısında zaman geçirmesini sağlamak da diğer bir yöntemdir.

Dördüncü olarak papağanınızın uyku süresini ve kalitesini artırın. Papağanınızın en azından 9-10 saat deliksiz uyumasını sağlayacak tedbirleri alın.

Son olarak papağanın güvende hissetmemesini sağlayacak unsurlar ortadan kaldırılmalıdır. Yuvarlak kafes, kafesin pencere kenarında bulunması, diğer petler (kedi, köpek vs) bazı renkler, bazı objeler (perde, örtü, oyuncak ) papağanınızı korkutabilir. Kafesin kare ya da dikdörtgen olması, yerden en az 30-40 cm yukarıda bulunması, cam-pencere, kalorifer, soba gibi yerlerden uzakta bulunması ve cereyan almayan bir yerde bulunması gereklidir. Papağanınız tüy yolmaya yeni başladıysa özellikle son dönemdeki değişikliklerin (kafes yeri, yeni bir pet vs) bulunarak bunların eski haline getirilmesi yararlı olabilir.

Şayet veterineriniz tarafından herhangi bir sağlık sorunu tespit edilemediyse farklı kafeslerde beslenmek şartıyla yanına kendi türünden papağan alınması tavsiye edilmektedir. Bu psikolojik kaynaklı tüy yolmada bilinen en etkili çözüm yöntemidir….

Kaynak : elitakvaryum sitesinden faydalanılmıştır.